The Turkish Yearbook of International Relations (Milletlerarası Münasebetler Türk Yıllığı)
Permanent URI for this community
Browse
Browsing The Turkish Yearbook of International Relations (Milletlerarası Münasebetler Türk Yıllığı) by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 346
Results Per Page
Sort Options
Item Güney Kore’nin değişen dış politikası ve Güney Kore-ab sta’sına liberal hükümetlerarasıcı bir bakış(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) CHO, Dong-woo; Other; OtherGüney Kore, 2011 yılında AB ile geniş kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamıştır. Yeni nesil STA’lara örnek oluşturan bu anlaşma, Güney Kore’nin değişen dış politikasının ve ekonomik yapısının bir sonucu olarak da düşünülebilir. Söz konusu değişimler, Güney Kore’nin yaşadığı 1997 krizinin etkisiyle ortaya çıkmıştır. Güney Kore, bu krizden sonra dışa açılma stratejisi benimsemiş ve pek çok tarafla STA imzalamıştır. Bu çalışma, Güney Kore’nin imzaladığı en önemli STA’lardan biri olan Güney Kore-AB STA’sını Liberal Hükümetlerarasıcı bir bakış açısıyla incelemeye çalışmaktadır.Item Değişen/dönüşen uluslararası hukuk(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Savaşan, Zerrin; Other; OtherBu çalışma ile değişim/dönüşüm kavramları üzerine yapılan tartışmalar çerçevesinde uluslararası hukukun değişiminin nasıl açıklanabileceği konusu incelenecektir. Bu amaçla, öncelikle değişim/dönüşüm üzerine kavramsal bir inceleme yapılacaktır. Bu incelemede, Holsti (1998)’nin ele aldığı farklı değişim kavramları temel alınarak, uluslararası ilişkiler disiplininde değişim sorununu açık ve net bir biçimde ele alan az sayıda kişiden biri olan Rosenau’nun konuyla ilgili başlıca çalışmaları değerlendirilecektir. Kavramsal incelemeden sonra, değişen/dönüşen uluslararası hukuk tartışması yukarıda bahsedilen kavramsal inceleme temelinde ele alınacaktır. Son olarak, elde edilen sonuçların genel bir değerlendirmesi yapılacaktır.Item Unconventional judicial avenues: the lra’s ongoing trial at the ıcc(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Kyomuhangi, Miriam; Other; OtherThe Lord’s Resistance Army (LRA) is a rebel group that committed atrocities in Uganda. Uganda referred the LRA case to the International Criminal Court (ICC) in hope of finding a lasting solution to a war that had ravaged northern Uganda for decades. However the ICC arrest warrants delayed and failed the peace talks prompting Uganda to request a deferral of the case to Uganda. In Uganda’s opinion other avenues can be pursued to deliver justice and peace all at once. Both ICC and Uganda continue to pursue justice for the affected communities in Uganda amidst procedural disagreements between both parties. The research question is, does incriminating the LRA abroad at the ICC offer justice to the people of northern Uganda? This paper questions the rationale and wisdom of such a proposition that the ICC provides a panacea for the physical, emotional, psychological atrocities of war among the Acholi people and is juxtaposed with the repeated government rhetoric to withdraw from the ICC and apply homeland justice to the people of Uganda.Item Libya askeri müdahalesinin uluslararası hukuka uygunluğu ve koruma sorumluluğu kavramı çerçevesinde meşruiyeti(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Şentuna, Tarık; Other; Otherİki kutuplu dünya düzeninde geçerli olan ve egemen devletlerin sınırları içinde meydana gelen olaylara karışmama prensibinin geçerli olduğu yaklaşımlarda özellikle geniş çaplı insan hakları ihlalleri söz konusu olduğunda önemli bir değişim yaşanmıştır. Bu kapsamda 2005 Dünya Zirvesi sonuç bildirgesinde geçen “Koruma Sorumluluğu” kavramı hükümetlere sivil halkı “soykırım”, “insanlığa karşı işlenen suçlar”, “etnik temizlik” ve “savaş suçlarına” karşı koruma sorumluluğu getirmiştir. Sonu. bildirgesinde aynı zamanda bu sorumluluğu yerine getirmekte zafiyet gösteren devletlere karşı içinde Güvenlik Konseyi’nin alacağı kararla askeri güç kullanımını da içeren tedbirlerin uygulanabileceği karara bağlanmıştır. 17 Şubat 2011’de Libya lideri Muammer Kaddafi iktidarına karşı reform talebi ile düzenlenen geniş çaplı sivil gösterilerin güvenlik kuvvetleri tarafından şiddetle bastırılması sonucu meydana gelen sivil kayıplarını gündemine alan BM Güvenlik Konseyi ortaya çıkan durumun “uluslararası barış ve güvenliğe tehdit” oluşturduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. BM Güvenlik Konseyi bu çerçevede Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın VII. bölümünde yer alan 41. ve 42. maddelere atıfta bulunarak 1970 ve 1973 sayılı kararları benimsemiş ve Libya’ya karşı askeri müdahalenin önünü açmıştır. Bu makalenin amacı, Libya askeri müdahalesinin yukarıda belirtilen çerçevede uluslararası hukuka uygun olduğunu ortaya koymaktır. Makale ayrıca söz konusu müdahalenin meşruiyetini “Koruma Sorumluluğu” kavramı kriterleri çerçevesinde ele alıp değerlendirmektedir.Item Ürdün-Filistin ilişkilerine tarihsel bir bakış(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Kemiksiz, N.; Other; OtherÜrdün, kurulduğu tarihten itibaren Filistin’in ‘kaderinde’ önemli bir rol oynamıştır. Başlangıçta kurucusu Kral I. Abdullah’ın teritoryal amaçları Ürdün’ün Filistin politikasını şekillendirirken, İngiliz manda yönetimine karşı yürütülen mücadeleden yaklaşık çeyrek asır sonra, 1960’lardan itibaren Filistin bağımsızlık hareketinin yeniden başlamasıyla birlikte, Filistin politikasını belirleyen ana faktör, rejimin varlığını koruma çabası olmuştur. Her iki durumda da Filistin’in bağımsızlığı, Ürdün için arzu edilmeyen bir olguyu teşkil etmiştir. Ürdün’ün alternatif Filistin vatanı olarak görülmesi, bağımsız Filistin devleti önünde bir engel olduğu gibi, Ürdün rejimi için de bir tehdit niteliği kazanmıştır. Sadece İsrail ile bazı Arap ülkeleri ve Filistinliler değil, bizzat Ürdün, ‘Ürdün Filistin’dir’ görüşünü ileri sürerek, alternatif vatan tezinin benimsenmesine yol açmıştır. Ürdün’ün Filistin politikasının Filistin sorununa etkilerini ele alan bu çalışmanın amacı, Ürdün’ün politikası ile bağımsız Filistin devletinin kurulamaması arasındaki bağlantıyı ortaya koymaktır. Çalışmada, Ürdün’ün kurulduğu 1921 ile Batı Şeria ile idari ve hukuki bağların kesildiği 1988 arasındaki dönem incelenmektedir.Item Başarısız devletler söyleminde uluslararası hiyerarşi algısı(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Aktaş, Altan; Other; OtherBu çalışmanın temel iddiası, 1990’ların başında Amerika Birleşik Devletleri merkezli olarak ortaya çıkan “başarısız devletler” (“failed states”) söyleminin hem uluslararası hiyerarşik yapıya ilişkin algılamanın bir ürünü olduğu hem de bu hiyerarşik yapıyı yeniden inşa etmede kullanıldığı yönündedir. Avrupa tarihinin özgün koşulları içinde oluşan modern ulusal devlet ve egemenlik anlayışına dayanılarak üretilen söylem, daha en başından bu normatif “başarılı devlet” varsayımıyla Batılı devletlerin üstünlüğü algısını yansıtmaktadır. Devlet başarısızlığının nedenlerinden sonuçlarına ve çözüm yollarına kadar neredeyse bütün iddialarında uluslararası hiyerarşi algısının görülebileceği başarısız devletler söylemi, uluslararası egemenliğe ilişkin geleneksel kabulleri de sorgulayıcı nitelikte öneriler ve uygulamalar üretmektedir. Bu yönüyle söylem, devletlerin birbirlerine üstünlükleri varsayımını güç temelli tartışmanın ötesine taşıyarak iç ve uluslararası egemenlik bağlamında yeniden kurgulamaktadır.Item Avrupa’daki mikro devletler ve Türk dış politikası açısından konumları(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Demir, Ali; Kulalu, Yeliz; Other; OtherKüçük ve Mikro Devlet teorileri günümüzde daha fazla ilgi toplayan ve uluslararası ilişkiler disiplininde de daha geniş yer bulan bir alan halini almıştır. Nicel ve niteliksel kriterlere göre farklı tanım ve sınıflandırma çalışmaları bulunan devlet tipleri arasında mikro-devlet kategorisinde yer alan ülkeler, farklı coğrafyalara ve dönemlere göre çeşitlilik göstermektedir. Bu çalışmaların sonucunda Avrupa özelinde ortak paydada buluşulan ve mikro-devlet olduğu genel anlamda kabul edilen devletlerden bazıları Andorra, Monako, Liechtenstein ve San Marino’dur. Türk dış politikası açısından bakıldığında, Avrupa’daki bu devletlerle ülkemiz ilişkileri sınırlı alanlara dayalı olmakla beraber, karşılıklı olarak yadsınamayacak kadar aktiftir. Spor, diplomasi, turizm ve ekonomi karşılıklı ilişkilerde öne çıkan konulardır. Çalışmada Türkiye’nin Avrupa’daki mikro-devletlerden kabul edilen bu 4 ülkeyle ilişkileri ele alınmış, varılan sonuçlara bağlı olarak geliştirilebilecek alanların tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu çerçevede uluslararası ilişkiler literatürüne, mikro devlet çalışmaları alanında katkı sağlanması amaçlanmıştır.Item Insights of the Turkish association of peace-lovers on the cold war(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Kahya, Pınar; Other; Other1950s are an important historical point for Turkish foreign policy literature and researches on Turkish political thought. There is a general opinion in academia and Turkish Foreign Affairs that the main drive for Turkey’s participation in the capitalist bloc led by the US after the war was due to its reflex for protecting national interests against “Soviet expansionism”. This is deep-seated in the minds of scholars and is a mainstream approach in the literature. Such interpretation implies an approach that reduces the Cold War to a mere competition between two superpowers. There is a growing number of studies which are critical to this mainstream reading of the Cold War. This study examines contributions of the Turkish Association of Peace-Lovers to the efforts towards explaining the political atmosphere in 1950s that succeeded in devising an alternative reading of relations of Turkey with the world.Item Dış politika analizinde yumuşak güç - keskin güç karşılaştırması: Çin örneği(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Bilginer, Tolga; Other; OtherUluslararası ilişkiler disiplininin en yaygın tartışma konularından biri olan güç kavramı, çok farklı boyutlarıyla irdelenmiş ve özellikle Soğuk Savaş’tan bu yana yumuşak güç kavramsallaştırması önemli bir çalışma alanı haline gelmiştir. Dünyanın ekonomik ve siyasal ağırlık merkezinin giderek Asya-Pasifik bölgesine kaymasıyla birlikte Çin’in sahip olduğu / olmaya çalıştığı yumuşak güç araçlarına dair tartışmalar da bu kapsamda yoğunlaşmıştır. Ancak Çin ve benzeri rejimlerin kullandıkları yumuşak güç araçlarının ‘yumuşak’ denemeyecek kadar agresif yöntemler içeriyor olduğu iddiası yeni bir kavramsallaştırma denemesine yol açmış, bu çerçevede ‘keskin güç’ kavramı literatürde tartışılmaya açılmıştır. Bu tür bir kavramsallaştırmanın ortaya çıkış sebepleri ve kavrama dair sorun alanları Çin örneği özelinde bu makalenin konusunu oluşturmaktadır.Item Kuzey Kore’nin Afrika’da varlık gösterme biçimleri(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Bayram, Mürsel; Other; OtherKapalı bir toplum ve izole bir devlet olarak bilinen Kuzey Kore, esasında dünya üzerindeki 160’dan fazla devletle çeşitli şekillerde ilişki kurmaktadır. Pyongyang yönetiminin özellikle Soğuk Savaş döneminde kurduğu ilişki ağı, temel olarak, rejiminin uluslararası meşruiyet zeminini genişletme çabalarının sonucudur. Kuzey Kore’nin bu yöndeki diplomatik çabaları, Afrika’nın da dâhil olduğu Üçüncü Dünya’da daha fazla karşılık bulmuştur. Nükleer füze testleri nedeniyle uluslararası yaptırımların uygulandığı dönemde de Pyongyang’ın Afrika devletleri ile ilişkileri farklı biçimlerde devam etmiştir. Halen siyasetten ekonomiye, savunma sanayiinden anıt inşasına uzanan bir yelpazede, Kuzey Kore’nin Afrika genelinde varlığını hissettirdiği görülmektedir. İzole bir devletin bunu nasıl sağladığı ve Afrika devletlerinin neden böyle bir devletle ilişkilerini sürdürme kararlılığı gösterdiği, bu makalede cevabı aranan temel sorulardır.Item Navigating into troubled waters: Turkey’s foreign policy in 2019(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2019) Erbaş, Göknil; Other; OtherThe Turkish foreign policy has endured a challenging year in 2019. The challenge against Turkey in 2019 had several dimensions. One is about Turkey’s traditional alliance relations. The other is related to Turkey’s concerns and interests in its region. In addition to that the dynamic nature and hastened transformation of the international order defines the atmosphere that Turkey finds itself within.Item Heartland, contender and periphery: a critical analysis of chinese foreign policy(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2020) Demir, Emre; Other; OtherThis study makes a critical analysis of Chinese foreign policy from 1989 to 2017 to evaluate China’s changing position in the world order from a historical perspective. Following Gramscian Critical Theory, it examines China’s relations with the United States, Russia and the Central Asian members of the Shanghai Cooperation Organization to figure out if China is challenging the US-led world order. Here, it is argued that while China has an intention of reforming the existing world order, it does not have the intention of replacing it with a completely new order since it has been among the countries that benefited from the existing one the most.Item Otoriter rejimin inşası ve sürekliliği: mısır ordusunun siyasal hayattaki rolü üzerine bir değerlendirme(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2020) Özkoç, Özge; Uluslararası İlişkiler; Siyasal Bilgiler FakültesiMısır "devrimi"nin ardından iktidara gelen Müslüman Kardeşler hareketine karşı 3 Temmuz 2013 tarihinde Abdüfettah Sisi liderliğinde gerçekleştirilen askeri darbeyle, Mısır ordusunun siyasal hayattaki en önemli aktörlerden biri haline geldiğini söylemek mümkündür. Dolayısıyla, 1952 Hür Subaylar darbesinin ardından devlet başkanlığının ordu içerisinden gelen isimlerce yürütülmesine ilişkin siyasal rejimin otoriter yapısını besleyen "geleneğin" bir kere daha tecelli ettiği aşikardır. İşte bu çalışma, ordunun otoriter rejimin 1950'lerdeki inşasından Mısır "devrimi"nden sonraki konsolidasyonuna kadar olan süreçteki rolüne odaklanmaktadır. Dolayısıyla, ordunun otoriter rejimin sürekliliğindeki merkezi rolü bu çalışmanın ana eksenini oluşturmaktadır. Bu çalışmada asıl olarak, ekonomi-politik temelli yaklaşım ekseninde, Mısır ordusunun 2011'den itibaren gündeme gelen siyasal kriz dönemlerinde nasıl olup da politik alanı massetme kabiliyetine sahip olduğu tarihsel bir perspektifle açıklanmaya çalışılacaktır. Bu çalışmanın önemli argümanlarından biri, askeriyenin sadece 2013 darbesi sırasında değil, henüz 2011'de geçiş süreci başlarken de asıl olarak 1952 darbesiyle kendisine biçtiği kurucu rolden ilhamla siyasal alanın ana aktörü olma kapasitesine kavuştuğudur.Item Siyaset psikolojisi ve ontolojik güvenlik yaklaşımı: Türk dış politikasında imgelerin görünümleri(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2020) Tutan, Melih Nadi; Other; OtherSiyaset Psikolojisi, Türkçe olmayan literatürde gerek deneysel gerekse teorik çalışmalarla oldukça zenginleşmiş bir disiplin olmasına karşılık, Türkçe literatürde yeterince yer bulamamış bir alandır. Bu disiplinin katkılarından olan imge ve denge kuramları, sırasıyla kısaca grupların birbirlerine karşı kalıp yargılar geliştirdiklerini ve bireylerin davranışlarının tutum ve duygularıyla uyumlu olmasını istediklerini, aksi halde bir rahatsızlık hissi gelişeceğini ifade eder. Bu bağlamda çalışmanın argümanı, ontolojik güvenlik literatürüyle düşünüldüğünde; devletlerin tıpkı bireyler gibi davranışlarında denge aradıkları, bu davranışların ikili ilişkilerde imgeler etrafında geliştiği ve bunun ontolojik güvenliği sağladığıdır. İkinci argüman ise, değişmesi zor gözüken kalıp yargılar olsa da imgelerin değişebileceği, ancak bu durumda yine ontolojik güvenlik kaygısının devreye girerek, devletlerin kimlik ve anlatılarıyla bu değişimi meşrulaştırdıklarıdır. Bu bakımdan çalışmada, Türkiye’nin Azerbaycan, Yunanistan ve Suriye ilişkileri incelenmiş, birincil kaynaklar olarak ulusal gazete ve internet haber sayfalarındaki söylemler değerlendirilerek bir söylem analizi metodu kullanılmış; bunun yanında literatürden kaynaklara yer verilmiştir. Çalışmanın sonunda iki argümanın da Türkiye örneğinde doğrulandığı, Siyaset Psikolojisi ve ontolojik güvenliğin birlikte düşünülebileceği görülmüştür.Item League of nations' refugee operations through istanbul: back to the origins of ınternational refugee question(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2020) Vardağlı, M. Tutku; Other; OtherThe key objective of this study is to understand the main predicaments of the contemporary international refugee management system by tracing back to the origins. Therefore, the modern day refugee question is searched through the League of Nations’ (LN) refugee operations. It is indicated that the palliative approach of the LN assuming the international refugee question in a vast area in the aftermath of the First World War (WWI) determined the international standards. Specifically, the operations of the League of Nations’ High Commissariat for Refugees (LNHCR) office in İstanbul are taken into close consideration as a case to delineate in depth. It is indicated that the state-centered structure of the international organizations is not capable of resolving the refugee question, which is indeed a transnational problem.Item İnşacı perspektiften Pakistan dış politikasında Afganistan meselesi(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2020) Camkerten, İlkay; Other; Siyasal Bilgiler FakültesiPakistan’ın Afganistan politikasının temellerini Pakistan’daki Peştun etnik nüfusunu da içine alan ve coğrafi olarak Pakistan’ın kuzeybatısını içeren bağımsız bir Büyük Peştunistan oluşumunu engellemek ve Hindistan’ın Afganistan üzerindeki etkisini ve nüfuzunu azaltmak oluşturmuştur. Bu bağlamda Pakistan için asıl sorun Afganistan kaynaklı Peştun milliyetçiliği ve dolaylı sorun Hindistan’ın varlığı olmuştur. Bir başka ifadeyle Pakistan’ın Afganistan’a yönelik politika eylemleri Hindistan temelli olarak görünmekle birlikte bu ilişki yapısını Afganistan’ın “Büyük Peştunistan” ideali ile Pakistan’ın “stratejik derinlik” stratejisinin karşılıklı mücadelesi olarak niteleyebiliriz. Bu çalışmada, siyasi kimlik olarak kendilerini İslam Cumhuriyeti olarak tanımlayan ve tanınan Pakistan ve Afganistan devletleri arasındaki ilişki özelinde, Pakistan dış politikasında Afganistan’ın yeri analiz edilecektir. Çalışmada, İnşacı Dış Politika Analizi çerçevesinde analiz yapılacaktır.Item Birinci dünya savaşı öncesinde sivil-asker ilişkilerinin dengesizliği ve savaşa giden süreçte genelkurmayların etkileri: Almanya örneği(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2020) Kur, Caner; Other; OtherYaşandığı yıllarda “Büyük Savaş” olarak nitelendirilen I. Dünya Savaşı, henüz bu yıllardan itibaren neden çıktığı konusunda sosyal bilimler alanında önemli bir sorunsal olagelmiştir. Bu çerçevede literatürdeki tartışmalardan hareketle eldeki çalışma I. Dünya Savaşı’nın çıkışı sürecinde sivil-asker ilişkilerindeki dengesizliğe odaklanmakta, sistemin başat aktörü olan devletlerin içyapı ve kurumlarının 1914 öncesinde düzensiz bir geçiş sürecinde olduğunu öne sürmektedir. Çalışma, 19. yüzyılın ortasından itibaren hızlı kalkınma oranlarıyla ekonomik, askeri ve jeopolitik açıdan Avrupa’nın başat gücü konumuna yükselen Almanya’yı bahsedilen çelişkileri en derin yaşayan ülke olması bakımından analizin merkezine koymuştur. Almanya’nın hızlı sınai-iktisadi büyümesi ve toplumsal değişimi karşısında siyasi yapının kurumsallaşamaması Alman Genelkurmay Başkanlığı’nın oluşan idari-bürokratik boşlukları doldurmasıyla sonuçlanmıştır. Çalışmada Alman Genelkurmay Başkanlığı’nın özgünlüğü ve savaşın çıkışında oynadığı rol David Singer’in analiz düzeyleri yaklaşımı üzerinden ele alınmıştır.Item Devlet olmayan aktörlere karşı kuvvet kullanılması: ışid ile mücadele örneği(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2021) Meriç, Ahmet Bülent; Other; OtherKüreselleşme, uluslararası sistemin yapısını değiştirmektedir. Devlet olmayan kuruluşlar da, ulus devletlerin yanında, uluslararası sistemin aktörü konumuna gelmişlerdir. Sistemin değişiminin uluslararası güvenlik ortamına da çok belirgin etkileri olmuştur. Günümüzde devletler, birbirleriyle doğrudan çatışma ortamına girmekten kaçınmaktadırlar. Bunun yerine, savaş mı yoksa barış mı olduğu belirsiz koşullarda ve muharebe alanı belli olmayan, sivil ve asker arasındaki kesin ayırımın ortadan kalkmış bulunduğu, muğlak bir ortamda yürütülen mücadele ile hasımlarını yıpratmayı hedeflemektedirler. Devletler, uzun soluklu bu mücadelede devlet-dışı aktörler ve bilişim teknolojisindeki ilerlemeden yararlanmaktadırlar. İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminde, ulus devlet merkezli sisteme göre geliştirilmiş bulunan uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler sistemi, bugünün siyasal, sosyal ve ekonomik gerçeklerine uyum sağlayamamaktadır. Bu durum özellikle uluslararası hukukun kuvvet kullanma doktrininde çarpıcı biçimde görülmektedir. Küresel güçler başta olmak üzere devletler, siyasi hedefleri uğruna, yorum yoluyla uluslararası hukuku farklı uygulayarak ve hatta bu hukuku ihlal ederek, kuvvet kullanmada sakınca görmemektedirler. Bunun en son ve göze batan örneği uluslararası toplumun IŞİD’e karşı mücadelesidir.Item ‘Soft tensions’ on the eastern mediterranean and reflections on turkish diplomacy: meis and samos ısland cases in the 1920-1930s(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2021) Vardağlı, Emine Tutku; Other; OtherThis study focuses on the diplomatic responses of Turkey to the power struggles on the Eastern Mediterranean during the interwar period. After the Lausanne Treaty in 1923, Turkey had to tackle with the unsettled territorial border questions with the Great Powers. Specifically, the Mousul dispute with Britain and Alexandria dispute with France have long been discussed. However, the maritime border questions in the same period have not attracted much scholarly attention. Taking into account the delicate balances on the Aegean Sea and its significance for the Eastern Mediterranean politics in the interwar period, this study analyzes the diplomatic responses of Turkey to this issue. Two major ‘soft tension’ cases on the Aegean are examined in depth in reference to the historical sources, namely the Meis Island (Castellorizo) tension with Italy and Samos incident with Britain. These cases are elucidated in the framework of the “soft tension” notion, which is introduced to the literature as a new analyical instrument. The Turkish diplomatic attitude in regard to these maritime tensions is described in reference to a position which is called “defensive proactivity”. It is argued that managing these soft tensions with the Great Powers during the critical atmosphere of the interwar era contributed to the diplomatic competences of Turkey as one of the new actors of the international order. So that it was able to follow a more competent strategy during the Second World War.Item The delimitation dispute of the maritime jurisdiction areas in the eastern mediterranean: turkish perspective based on the equitable principles(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, 2021) Özkan, Arda; Kırval, Levent; Other; Uygulamalı Bilimler FakültesiWith the exploration of hydrocarbon reserves since the early 2000s, the Eastern Mediterranean has become the focus of attention of global and regional actors. Following the exploration of oil and gas resources, some littoral states signed maritime delimitation agreements. However, due to the fact that the region is geographically a narrow sea, the disputed maritime jurisdiction areas of the parties caused several political problems. One important aspect of the political disputes in the Eastern Mediterranean (Cyprus problem, Arab-Israeli conflict, etc) is related with the undecided maritime jurisdiction areas in the region. This dispute is between Greece, Turkey, Cyprus (North and South), Israel, Egypt, Libya, Syria, Lebanon and the UK in the Eastern Mediterranean. This problem has become more important with the offshore hydrocarbon explorations (oil and gas) carried out around Cyprus. In this context, this article will analyse the delimitation of the maritime areas in the region and the recent hydrocarbon exploration activities. It will mostly focus on the Turkish view about the delimitation of maritime jurisdiction areas in the Eastern Mediterranean in terms of principles of international law of the sea.