Cilt:23 Sayı:02 (2022)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:23 Sayı:02 (2022) by Author "Other"
Now showing 1 - 10 of 10
Results Per Page
Sort Options
Item Duygusal Bağlılık, Örgüt Kaynaklı Öz Saygı, Örgütsel Adalet ve Destek Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Polat, Şule; Other; OtherÇalışanlar üzerinde önemli etkileri olan örgütsel davranışlar görme yetersizliği olan öğretmenler bakımından daha hassas bir durum oluşturmaktadır. Bu çalışmada, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görevli görme yetersizliği olan öğretmenlerin görüşlerine göre örgütsel adalet, duygusal bağlılık, örgüt kaynaklı öz saygı ve algılanan örgütsel destek arasındaki ilişkiler incelenmesi amaçlanmaktadır. Yöntem: Örneklemi 2018-2019 eğitim-öğretim yılında ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görevli 154 görme yetersizliği olan öğretmenden oluşmaktadır. Çalışmada, ilişkisel tarama yöntemi kullanılmış ve veriler nicel teknikler aracılığıyla çözümlenmiştir. “Duygusal Bağlılık Ölçeği, Örgütsel Destek Ölçeği, Örgütsel Adalet Algısı Ölçeği, Örgüt Kaynaklı Öz saygı Ölçeği” veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Veri analizinde aritmetik ortalama, standart sapma ve parametrik testler uygulanmıştır. Bulgular: Bulgular, öğretmenlerin örgütsel destek algı düzeylerinin erkek öğretmenler ve evli öğretmenler lehine farklılaştığını göstermiştir. Ayrıca öğretmenlerin örgüt kaynaklı özsaygı algı düzeylerinin de erkek öğretmenler lehine farklılaştığını göstermiştir. Örgütsel adalet algısı ile örgüt kaynaklı öz saygı arasında, örgütsel adalet algıları ile algılanan örgütsel destek arasında ve duygusal bağlılık ile örgüt kaynaklı öz saygı arasında anlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Sonuç olarak; örgüt kaynaklı öz saygı, örgütsel adalet algısı ve duygusal örgütsel bağlılığın, örgütsel destek algısının anlamlı yordayıcıları olduğu saptanmıştır. Tartışma: İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görevli görme yetersizliği olan öğretmenlerin okullarına olan duygusal bağlılıklarının orta düzeyde olduğu görülmüştür. Görme yetersizliği olmayan öğretmenlerle yapılan çalışmalar da benzer sonuçlar çıkması, görme yetersizliğinin öğretmenlerde duygusal bağlılığı etkilemediğini göstermektedir. Alanyazın incelendiğinde okul yöneticilerinin görme yetersizliği olan öğretmenle çalışmaya çok istekli olmamalarına karşın öğretmenlerine destek verdikleri anlaşılmaktadır. Okullarda örgütsel adaletin sağlanması durumunda örgütsel desteğin ve örgüt kaynaklı özsaygının arttığı bu çalışma ile bir kez daha görülmektedir.Item Hemsball’da Komplike Egzersizlerin İşitme Engelli Çocukların Dikkat ve Koordinatif Becerilerine Etkisi(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Işık, Meltem; Other; OtherBu araştırmada, hemsballda komplike egzersizlerin işitme engellilerin dikkat ve koordinatif yetilerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya, 10 deney grubu, 10 kontrol grubu olmak üzere toplam 20 işitme engelli çocuk katılmıştır. Çalışmalara katılan işitme engelli çocuklara haftada 3 gün birer saat olmak üzere 10 hafta süreyle hemsballda komplike alıştırmalardan oluşan bir egzersiz programı uygulanmıştır. Veri toplama tekniği olarak bourdon dikkat testi, basit reaksiyon zamanı testi, BOT-2 motor yeterlik alt maddelerinden denge testi ve el-göz koordinasyon ölçümleri için alternatif el duvar fırlatma testi kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistiklerin yanı sıra her bir gruba ilişkin öntest ve sontest ortalamaları arasındaki farklılık için tekrarlı ölçümler için iki faktörlü varyans analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonucunda, deney grubunda hemsballda komplike egzersiz programının dikkat, el-göz koordinasyonu, denge ve reaksiyon testi (baskın el) üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu görülürken, reaksiyon test (baskın olmayan el) ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Tartışma: Yapılan araştırmalarda, dikkat ve koordinasyon bozukluğu olan işitme engelli çocuklarda ihtiyaçlara göre uyarlanmış egzersiz programlarını geliştirmek ve teşvik etmek özellikle önemli görülmektedir. Sonuç: Bu çalışmada belirtilen komplike hemsball egzersizleri, dikkat, odaklanma ve konsantrasyon, el-göz-ayak koordinasyonu, denge ve reaksiyon hızı açısından işitme kaybı olan çocuklar için alternatif bir aktivite olarak düşünülmelidir.Item Öğrenme Güçlüğü Olan Çocukların Tanı Sürecinin Yönetmelik ve Kararname Bağlamında Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Tok, Aslı İzoğlu; Other; OtherBu çalışmada özgül öğrenme güçlüğü tanısı almış 7-11 yaş arasında çocuğu olan ebeveynlerin çocuklarının tanı alma sürecine yönelik yaşantılarını ve ebeveynler için bu sürecin ne anlama geldiğini özel eğitim yönetmeliği ve kararname bağlamında incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma nitel araştırma yöntemiyle yürütülmüştür. Çalışma grubu, özgül öğrenme güçlüğü tanısı almış 7-11 yaş arasında en az bir çocuğu olan 10 ebeveynden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve görüşmelerin içerik analizi yapılmıştır. Bulgular: Yapılan analiz sonucunda bulgular tanı öncesi dönem, tıbbi ve eğitsel değerlendirme dönemi ve tanı sonrası dönem olmak üzere üç başlık altında ele alınmıştır. Tanı öncesi dönemde başta sosyal-duygusal gelişim alanı olmak üzere tüm gelişim alanlarında gelişimsel gecikmelerin ebeveynler tarafından fark edilir olduğu görülmektedir. Okul sürecinin başlamasıyla bu çocukların harfleri ters yazma, harfleri ayırt etmede zorlanma ve akranlarına kıyasla yavaş okuma gibi alanlarda gecikmeler göstermektedir. Tartışma: Çocukların erken dönemde tüm gelişim alanlarında belirtiler gösterdiği sonucu göz önüne alındığında erken tanılamanın önemi ortaya çıkmaktadır. Sonuç ve Öneriler: Uygulama sürecinde yönetmeliğin 11. ve 12. maddesinin tanı öncesi dönemde; 44., 49. ve 57. maddesinin ise tanı süreci ve sonrasında sekteye uğradığı görülmüştür. Kararnamede ise erkenlik esasının tanı öncesi dönemde; beşinci maddesi ile bütünlük, iş birliği ve isteklilik esasının tanı süreci ve sonrasında sekteye uğradığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Öğrenme Güçlüğü Olan ve Olmayan Öğrencilerde Akıcı Okuma ve Okuduğunu Anlama Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Arabacı, Gülperi; Other; OtherBu çalışmada, dördüncü sınıfa devam eden 55 öğrencinin (27’si öğrenme güçlüğü olan ve 28’i tipik gelişim gösteren) akıcı okuma ve okuduğunu anlama becerilerindeki performansları ve her iki beceri arasındaki ilişki düzeyinin belirlenmesi amacıyla karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Katılımcıların akıcı okuma (doğru okuma, hız ve prozodi) ve okuduğunu anlama becerileri dördüncü sınıf düzeyinde geçerliği ve güvenirliği sağlanmış iki metin ve çoktan seçmeli test soruları ile veri toplanarak incelenmiştir. Araştırma verilerinin analizi SPSS 18.00 istatistik programı ile yapılmıştır. Bulgular: Çalışmadan elde edilen bulgulara göre; öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin akıcı okuma ve okuduğunu anlama becerilerinde tipik gelişim gösteren öğrencilere göre anlamlı şekilde daha düşük puan aldıklarını göstermiştir. Akıcılık ve okuduğunu anlama arasındaki ilişkiler incelendiğinde öğrenme güçlüğü olan öğrencilerde okuma hızı ile okuduğunu anlama arasında, tipik gelişim gösteren öğrencilerde ise prozodi ile okuduğunu anlama arasında pozitif yönlü orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Tartışma: Bu araştırmada, öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin hem akıcı okuma hem de okuduğunu anlamada akranlarının önemli ölçüde gerisinde oldukları ve bu becerilerinin geliştirilmesi gerektiği belirlenmiştir. Tipik gelişim gösteren akranlarının okuma becerilerinde önemli derecede ilerlediği ve öğretimin diğer akademik alanlardaki öğrenmeye daha çok odaklandığı dördüncü sınıfta yaşadıkları bu okuma problemlerinin daha sonraki yıllarda yaşanacak akademik başarısızlıklara neden olacağı kaçınılmazdır.Item Özel Gereksinimli Öğrencilere Fen Bilimleri Öğretiminde Yanlışsız Öğretim Yöntemlerinin Kullanımı: Sistematik Derleme(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Gülboy, Hicran Denizli; Other; OtherÖzel eğitimde etkili öğretim yöntemlerin kullanılması alanyazında sıkça vurgulanmaktadır. Özellikle akademik becerilerin öğretiminde yanlışsız öğretim yöntemleri oldukça etkilidir. Benzer şekilde fen bilimleri öğretiminde de yanlışsız öğretim yöntemlerinin etkili olduğu görülmektedir. Alanyazında yer alan uygulamaların incelenmesi ve tüm beceri öğretimlerinde olduğu gibi fen konularının öğretiminde de yanlışsız öğretim yöntemleri konusunda gereksinimlerin belirlenmesi gerekmektedir. Yöntem: Çalışmada, özel gereksinimli öğrencilere fen öğretiminde yanlışsız öğretim yöntemlerinin uygulandığı ve tek-denekli araştırma modellerinin kullanıldığı araştırmalara ilişkin sistematik derleme yapılmıştır. Belirlenen anahtar kelimeler veritabanlarında taranmış ve toplam 19 makale çalışma kapsamında belirli değişkenler açısından betimsel analiz tekniği ile incelenmiştir. Bulgular: Çalışmaya 2000-2020 yılları arasında ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış araştırmalar dâhil edilmiştir. Araştırmalarda çoğunlukla çoklu başlama ve çoklu yoklama desenlerinin kullanıldığı, araştırmalarda toplam 64 katılımcının yer aldığı, katılımcıların çoğunun zihin yetersizliği ve otizm spektrum bozukluğuna sahip öğrenciler olduğu görülmüştür. Ayrıca; kuvvet ve enerji, enerji dönüşümleri ve çevre kirliliği, canlılar dünyası gibi hedef davranışların öğretimine yer verildiği ve katılımcıların belirlenen hedef davranışları edindiği görülmüştür. Yanlışsız öğretim yöntemlerinden ise sabit bekleme süreli ve eş zamanlı ipucuyla öğretim yöntemlerinin daha yoğun olarak kullanıldığı görülmüştür. Tartışma: Bu çalışma ile her tür ve düzeyde yetersizliğe sahip özel gereksinimli öğrencilere fen bilimleri gibi akademik becerilerin öğretimi konusunda yanlışsız öğretim yöntemlerinin uygulandığı ve tek-denekli araştırma modellerinin kullanıldığı ulusal çalışmaların sayısının artması beklenmektedir. Sonuç: Özel eğitimde fen öğretiminde yanlışsız öğretim yöntemlerinin oldukça etkili olduğu görülmektedir. Ayrıca, araştırmaların tek-denekli araştırma yöntemleri kriterlerine uygun olarak gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Öneriler: Öğretmenlerin hizmet içi eğitim programlarına etkili yöntemler konusu eklenebilir. Ulusal alanyazında bu konuda uygulamalar ve çalışmalar artırılabilir.Item Özel Yetenekli Öğrencilerin Psikolojik Sağlamlığının Yordayıcıları: Benlik Saygısı, Akran İlişkileri ve Ebeveyn Tutumları(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Topuz, İrem Yörük; Other; OtherBu araştırma, özel yetenekli öğrencilerin psikolojik sağlamlık düzeylerinde benlik saygısının, anne baba tutumlarının ve akran ilişkilerinin rolünü incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda araştırmada “özel yetenekli öğrencilerin benlik saygısı, ebeveyn tutumları ve akran ilişkilerinden aldıkları puanların psikolojik sağlamlık düzeylerini yordama gücü nedir?” sorusuna yanıt aranmıştır. Yöntem: Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubu, üç ayrı Bilim ve Sanat Merkezi’ne devam eden, toplam 219 öğrenciden (6., 7., 8., 9. sınıf ve lise hazırlık sınıfı öğrencisi) oluşmuştur. Araştırma verileri Ergen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği Kısa Formu, Anne-Baba Tutum Ölçeği ve Akran İlişkileri Ölçeği ile toplanmıştır. Ölçeklerden elde edilen veriler çoklu regresyon analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular: Araştırma sonuçları anne babadan alınan kabul/ilginin ve psikolojik özerklik desteğinin, benlik saygısı ve akran ilişkileri değişkenlerinin, özel yetenekli öğrencilerin psikolojik sağlamlık düzeylerini anlamlı bir şekilde yordadığını, anne babanın kontrol/denetleme davranışlarının ise anlamlı bir şekilde yordamadığını ortaya koymuştur. Anne babadan alınan kabul/ilginin, özel yetenekli öğrencilerin psikolojik sağlamlığının en güçlü yordayıcısı olduğu görülmüştür. Tartışma: Araştırmadan elde edilen bulgular, benlik saygısının, aile ve arkadaş ilişkilerinin özel yetenekli öğrencilerin psikolojik sağlamlıklarının açıklanmasında önemli bir güce sahip olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte araştırma sonuçları, özel yetenekli öğrencilerin psikolojik sağlamlık düzeylerini, anne babadan alınan kabul/ilgi ve akran ilişkileri gibi dışsal koruyucu faktörlerin daha güçlü bir biçimde açıkladığını ortaya koymuştur. Ayrıca içsel bir koruyucu faktör olan benlik saygısının da özel yetenekli öğrencilerin psikolojik sağlamlığını anlamlı bir biçimde yordadığı görülmektedir.Item Sosyal Öykü Bilimsel-Dayanaklı Bir Uygulama mıdır? Bir Meta-Analiz ve Kapsamlı Betimsel Analiz Çalışması(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Olçay, Seray; Other; OtherSosyal öykülerin bilimsel dayanağına ilişkin tartışmalar devam etmektedir ve alanyazında gerçekleştirilmiş olan meta-analiz çalışmaları sosyal öykülerin bilimsel dayanağının henüz oluşmadığını göstermektedir. Yöntem: Bu çalışmada hem uygun davranışların artırılmasında hem de uygun olmayan davranışların azaltılmasında sosyal öykülerin kullanıldığı Haziran 2020 tarihine kadar yayımlanmış araştırmalar değerlendirilerek betimsel ve meta-analiz gerçekleştirilmiştir. Değerlendirmeler sonucunda, tek-denekli araştırma metodolojisiyle tasarlanmış, uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış ve tek-denekli araştırmalar için belirlenmiş olan niteliksel göstergeleri karşılayan yedi çalışmaya ulaşılmıştır. Ardından, bu yedi çalışmanın ‘İyileşme Oran Farkı (İOF [Improvement Rate Difference-IRD])’ tekniği kullanarak etki büyüklükleri hesaplanmıştır. Bulgular: Çalışma sonuçları, analiz edilen araştırmaların etki büyüklüklerinin yüksek olduğunu ve sosyal öykülerin 5-3-20 kuralını karşıladığını göstermektedir. Ayrıca, çalışma sonuçları sosyal öykülerin genellikle uygun davranışların arttırılmasında kullanıldığını göstermektedir. Bununla birlikte çalışmada, katılımcıların büyük çoğunluğunun otizm spektrum bozukluğu tanısına sahip olduğu ve ilkokul çağındaki bireyler olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Tartışma: Bu çalışma, sosyal öyküleri bilimsel-dayanaklı uygulamalar arasında olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, sosyal öykülerin farklı gelişimsel yetersizliklere sahip, farklı yaş gruplarındaki bireylerle etkililiğin sınanması gerekmektedir. Ayrıca, sosyal öykülerin bilimsel-dayanaklı olma ölçütlerini karşılamış olsa dahi halen konuya ilişkin nitelikli araştırma gereksinimi devam etmektedir.Item Türkiye’de Özel Eğitim Alanında Korunmaya İhtiyacı Olan Çocuklar(Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2022) Elmalı, Davut; Other; OtherTarihsel olarak bakıldığında korunmaya ihtiyacı olan çocukların ve özel eğitime ihtiyacı olan çocukların toplumca desteklenmeleri gerekli olan gruplardan olduğu söylenebilir. Bu kapsamda korunmaya ihtiyacı olan çocuk hizmetleriyle özel eğitim hizmetleri arasında da bir benzerlik bulunmaktadır. Ancak özel eğitim alanında korunmaya ihtiyacı olan çocuklara yeterince önem verilmediği dikkati çekmektedir. Yöntem: Derleme türü bu çalışmada, Türkiye’de korunmaya ihtiyacı olan çocukların özel eğitim alanındaki yerinin ne olduğunun belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda doküman incelemesi yöntemi ile korunmaya ihtiyacı olan çocuklara yönelik hizmetlerin gelişimi ile özel eğitime ihtiyacı olan çocuklara yönelik hizmetlerin gelişimi yasal düzenlemeleri yansıtan belgeler temel alınarak incelenmiştir. İncelenen belgelerin temelini, Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanunlar ve bu kanunlara ilişkin tasarılar ile Çocuk Koruma Kanunu oluşturmaktadır. Bulgular: Türkiye’de özel eğitimin gelişimi ile korunmaya ihtiyacı olan çocuk hizmetlerinin gelişimi arasında çok yakın ilişki bulunmaktadır. Özellikle 1949-1983 yılları arasında bu hizmetlerin bir arada şekillendiği görülmektedir. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuk tanımı ile korunmaya ihtiyacı olan çocuk tanımı arasında benzerlikler bulunmaktadır. Tartışma: Özel eğitimin ne olduğu ile ilgili tartışmalar, özel eğitim ile çocuk koruma hizmetleri arasındaki ilişkiyi de etkilemektedir. Farklı koşulları ve gereksinimleri olan korunmaya ihtiyacı olan çocukların eğitimsel açıdan normal olarak aileleri yanında kalan akranları gibi değerlendirilmeleri hatalı olabilir. Gerek uygulama açısından gerekse kuramsal ve felsefi açıdan korunmaya ihtiyacı olan çocukların özel eğitim alanında ele alınması gerekli görülmektedir.Item Üstün Yetenekli Bireyler ve İntihar: Literatür İnceleme Çalışması(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Demirhan, Eda; Other; OtherÖlüm, insanoğlu için başa çıkılması gereken en zor olgulardan birisidir. Kişinin kendi kendine hayatına son vermesi anlamına gelen intihar olgusu söz konusu olduğunda ise durum daha da zorlaşmaktadır. Üstün yetenekli bireylerin ise akranlarından farklılaşan özelliklerinden dolayı intihar olgusuna ilişin yaklaşımlarını bilmek önemlidir. Bu doğrultuda çalışmada üstün yetenekliler açısından intihar olgusunun anlaşılması amacıyla alanyazında yer alan çalışmaların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Doküman incelemesi yöntemi kullanılarak yürütülen çalışmada herhangi bir yıl sınırlaması bulunmaksızın başlığında “intihar/suicide” ve “üstün yetenekli/gifted” kelimelerini bir arada bulunduran çalışmalar YÖK tez tarama, SCOPUS, ERIC, WOS ve ULAKBİM veri tabanları taranarak incelenmiştir. Bulgular: Araştırmanın nitel bulgularına göre intihar olgusunun anlamlandırılması, üstünlük ile doğrudan bağlantılı faktörler (etiketlenme, karmaşıklık, olumsuz mükemmeliyetçilik vb.) ve kişisel faktörler (sosyal ve romantik ilişki kurma, duygusal problemler vb.) üstün yeteneklilerin intiharına ilişkin uyarı işaretleri olarak dikkatle ele alınmalıdır. Önlemek için ise etkili değerlendirme, güven veren bir ortam, paydaşları ve üstün yeteneklileri bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Tartışma: Üstün yetenekli ve normal gelişim gösteren bireylerin intihar olgusuna bakış açıları açısından net bir ayrım yapmak için yeterli deneysel kanıt bulunmamaktadır. Ancak, ilgili çalışmalar üstün yeteneklilerin normal gelişim gösteren bireylere göre daha fazla risk faktörleri ile karşı karşıya olduklarına işaret etmektedir. Çünkü üstün yetenekli bireyler, hem normal gelişim gösteren bireylerin mustarip olabileceği genel risk faktörlerinden hem de “üstün” olmaları nedeni ile oluşabilecek olumsuz faktörlerden (etiketlenme, aşırı duyarlılık, olumsuz mükemmeliyetçilik vb.) etkilenebilirler. Bu doğrultuda çalışmada ailelere, akranlara, öğretmenlere ve yöneticilere yardımcı olabilecek bilgiler ve öneriler sunulmaktadır.Item Zihinsel Engellilerin İşyeri Ortamı ve Uygulamalarına Yönelik Algıları(Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Alanazi, Adel; Other; OtherSuudi Arabistan'da zihinsel engelli kişilerle ilgili alanyazın incelendiğinde, bu bireylerin gereksinimlerine yönelik geliştirilen politikalar, engellilere uyum sağlamak için Suudi kültüründeki değişiklikler, hükümetin işverenlerin işyerindeki ayrımcılıkları engellemek için politikaları yönlendirmede aldığı önleyici tedbirler hakkında önemli bulgular ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, Suudi Arabistan'da engellilikle ilgili bu hususlar üzerine yapılan kapsamlı araştırmalara rağmen, iş arayan engelli yetişkinlerin algılarına ilişkin herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Suudi Arabistan'da engellilerin eğitimine yönelik rehabilitasyon programlarının akademik alanyazındaki kapsamı oldukça sınırlıdır. Mevcut alanyazında önemli bir boşluk olarak tespit edilen Suudi Arabistan'daki zihinsel engelli bireylerin deneyimlerini araştırmaya ihtiyaç olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, Suudi Arabistan'daki 10 zihinsel engelli kişinin işyeri ortamı ve uygulamalara yönelik algılarını belirlemektir. Yöntem: Katılımcılar Riyad İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı'nın yardımıyla seçilmiştir. Katılımcıların üçü erkek, gerisi kadındır. Katılımcılar 20-26 yaşları arasındadır ve hafif düzeyde yetersizlikleri mevcuttur. Araştırmanın verileri, derinlemesine görüşmeler yoluyla toplanmış ve ardından tematik olarak analiz edilmiştir. Bulgular: Bulgular, katılımcıların mesleki beceri gereksinimlerini ortaya koymuş, işverenlere yönelik güven eksikliği duyduklarını, gerektiği gibi çalışamadıklarını, mesleki becerilerini yetersiz gördükleri ve maaşlarının düşük olduklarını belirterek işe alım zorlukları yaşadıklarını göstermektedir. Katılımcılar ayrıca toplumun engellilerin haklarına duyarlı hale getirilmesi, işverenlerin engelli programları uygulamaya mecbur bırakılması, iş aramayı artırmak için web siteleri geliştirilmesi ve rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Tartışma: Örgütlerde bu tür olayların yaşanmasını açıklayabilecek pek çok neden vardır. Literatür, işverenlerin genellikle engelli çalışanları işe almayı sorunlu bulduklarını ve görüşmeler sırasında engelli kişilerin performans testinde başarısız olabileceği korkusuyla çalışmıyor olsalar bile onlara ödeme yapmayı tercih ettiklerini detaylandırmaktadır. Sonuç: Hükümet ve işverenler, Suudi Arabistan'da iş arayan ve çalışan engellilerin refahını iyileştirmeye yönelik politikalar oluştururken bu bulguları göz önünde bulundurmalıdır.