7-15 yaş grubundaki kekeme olan ve olmayan bireylerin sözel iletişim tutumlarının karşılaştırılması

No Thumbnail Available

Date

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Eğitim Anabilim Dalı

Abstract

Kekemelik çok boyutlu bir akıcılık bozukluğudur. Klinik çalışmalarda kekemelerin sözel iletişime karşı olumsuz tutuma sahip olduklarının gözlenmesi ve bu tutumların kekemeliği geliştirici ve devam ettirici bir faktör olabileceğinin kabul edilmesi, kekemelerin sözel iletişim tutumlarının sistematik araştırmalarla değerlendirilmesini gerektirmiştir. Kekemelerin sözel iletişim tutumlarını konu alan ilk çalışmalar, yetişkin kekemelerin sözel iletişim tutumlarının kekeme olmayanlarınkinden farklılaaşıp farklılaşmadığını belirlemeyi amaçlamışlardır. Bu konuda yapılan tüm çalışmalarda yetişkin kekemelerin kekeme olmayan yetişkinlere göre daha olumsuz sözel iletişim tutumlarına sahip oldukları sonucuna varılmıştır. Yetişkin kekemelerin sözel iletişim tutumlarını değerlendiren araştırmaları uzun yıllar sonra kekeme çocukların sözel iletişim tutumlarını inceleyen araştırmalar izlemiştir. Yapılan çalışmaların bir kısmında çocuk kekemelerin sözel iletişim tutumlarının kekeme olmayan akranlarının tutumlarından farklılaşmadığı bulguları elde edilirken, diğer araştırmalarda kekeme çocukların kekeme olmayan akranlarına göre daha olumsuz sözel iletişim tutumlarına sahip oldukları sonucuna varılmıştır.Bu araştırma 7-15 yaş grubundaki kekeme olan ve olmayan bireylerin sözel iletişim tutumlarını karşılaştırmayı ve bu çocukların sözel iletişim tutumlarının cinsiyet, yaş ve sınıf düzeylerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ayrıca kekeme olup olmama ile bu değişkenlerin sözel iletişim tutumları üzerindeki ortak etkilerinin anlamlı olup olmadığını belirlemeyi amaçlayan betimsel bir araştırmadır. Araştırmaya katılan 60 kekeme ve 402 kekeme olmayan çocuğa "iletişim Tutum Testi" uygulanmıştır. Çocuklardan ölçekte bulunan her ifadeyi kendilerine göre doğru ya da yanlış olup olmadığına göre değerlendirmeleri istenmiştir, ölçekten alınan puan ne kadar yüksek olursa çocuğun sözel iletişime karşı tutumu da o kadar olumsuz gözükmektedir. Kekeme olan ve olmayan çocukların "iletişim Tutum Testi" ile değerlendirilen sözel iletişim tutumlarının farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla t-testi kullanılmıştır. Yine bu çocukların tutumlarının cinsiyet, yaş ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı varyans analizi (ANOVA) ile çözümlenmiştir. Varyans analizinde yaş ve sınıf değişkenlerine göre ortaya çıkan farklılığın hangi yaş ve sınıf düzeylerinde ortaya çıktığını saptamak amacıyla Fisher LSD Test kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, kekeme çocukların kekeme olmayan akranlarından daha yüksek "İletişim Tutum Testi" puanlarına sahip oldukları görülmüştür. Ayrıca araştırma bulgularına göre, bu çocukların sözel iletişim tutumları cinsiyet, yaş ve sınıf düzeyi gruplarına göre farklılaşmıştır. Erkekler kızlara göre daha yüksek puan almışlardır. Kekeme olmayan çocukların puanları yaş ve sınıf düzeyinin yükselmesiyle artma eğilimi göstermiştir. Kekeme olan çocukların puanları ise 7-8 yaş 1-2. Sınıf düzey gruplarındansonra yükselmeye başlamış ardından 13 yaş ve 7-8. Sınıf düzeylerinden sonra hafif düzeyde düşmüştür. Sonuç Araştırmanın bulgularına göre, kekeme çocukların kekeme olmayan akranlarına göre daha olumsuz sözel iletişim tutumlarına sahip oldukları anlaşılmaktadır. Yetişkin kekemelerin sözel iletişim tutumları ile konuşmayı düzeltici eğitim programlarının başarısının ilişkisini inceleyen araştırmalarda, olumsuz sözel iletişim tutumlarının varlığının programın başarısını uzun dönemde olumsuz olarak etkilediğine ilişkin bulgular elde edilmiştir. Ayrıca araştırmalarda olumsuz sözel iletişim tutumlarının düzelmesinin akıcılığın kazanılmasından tamamen bağımsız olduğu, akıcılık kazanılsa da bu tutumların düzelmeyebileceği ve uzun dönemde konuşmanın tekrar bozulmasına yolaçabileceği sonuçlarına varılmıştır. Çocuk kekemelerin de yetişkin kekemeler gibi olumsuz sözel iletişim tutumlarına sahip oldukları sonucunun elde edilmesi, çocuk kekemelerin sözel iletişim tutumları ile konuşmayı düzeltici eğitim programlarının başarısı arasındaki ilişkinin incelenmesini ve sözel iletişim tutumlarının kekemeliğin değerlendirilmesinde farklı bir boyut olarak ele alınmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Değerlendirme sonucunda kekeme çocukta olumsuz sözel iletişim tutumlarının varlığının tesbit edilmesi ile çocuğa konuşmayı düzeltici eğitim programlarının yanısıra bu tutumlarını düzeltici programlardan birinin hazırlanması ve uygulanmasının gerekliliği de görülmektedir. 77Kekeme çocuklarda 7-8 yaş ve 1. -2. sınıf düzeylerinde bile olumsuz sözel iletişim tutumlarının varlığının belirlenmesi ayrıca bu tutumların yaş ve sınıf düzeylerinin yükselmesiyle arttığının görülmesi, bu tutumların oluşmaması için gereken önlemlerin alınması zorunluluğunu doğurmaktadır. Öneriler Araştırma bulguları çerçevesinde ve ilgili literatür taramaları sonucunda sunulan öneriler, uygulamaya ve ileriki araştırmalara yöneliktir. 1. Uygulamaya Yönelik Öneriler Araştırmada kekeme çocukların kekeme olmayan akranlarına göre daha olumsuz sözel iletişim tutumlarına sahip oldukları ve bu olumsuz tutumların yaş ve sınıf düzeylerinin yükselmesiyle arttığı sonuçlarına varılmıştır. Bu bulgular ışığında, uygulanmaya yönelik şu öneriler getirilebilir. a) Kekemeliğin değerlendirilmesinde sözel iletişim tutumlarının farklı bir boyut olarak ölçülmesi ve olumsuz sözel iletişim tutumlarının varlığının tesbiti durumunda çocuğa konuşmasını düzeltici programların yanısıra bu tutumlarını düzeltici programların hazırlanması ve uygulanması uygun olabilir. b) Bu çalışmada geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmış olan 7-15 yaş grubu çocukların sözel iletişim tutumlarını ölçen "İletişim Tutum Testi" ilgili uzman ve eğitimciler tarafından uygun program hazırlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi amacıyla kullanılabilir. 78c) Kekeme çocuklarda olumsuz sözel iletişim tutumlarının gelişmemesi doğrultusunda önleyici tedbirlerin alınması uygun olabilir. Olumsuz sözel iletişim tutumlarının ortaya çıkışında dinleyici tutumlarının önemi düşünüldüğünde, çocuğa en yakın kişiler olarak başta anne, baba ve öğretmeni olmak üzere yönlendirilebilir. Kekemeliği tanıtıcı ve kekeme bireye nasıl davranılması gerektiği konusunda oturumlar ve seminerler düzenlenebilir. Aile rehberliğinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması yararlı olabilir. Özellikle okulöncesi ve ilkokul öğretmenlerinin özel eğitim konusundaki hizmetiçi eğitimleri gerçekleştirilebilir. 2. Ileriki Araştırmalara Yönelik öneriler Konuyla ilgili literatür taramaları sonucunda kekeme çocukların sözel iletişim tutumlarına ilişkin başka araştırmaların yapılması gerektiği kanısı uyanmıştır. Bunlar: a) Çocuk kekemelerin sözel iletişim tutumları ile konuşmalarını düzeltici eğitim programlarının başarısı arasındaki ilişki incelenebilir. b) Kekeme çocukların sözel iletişim tutumları ile kekemeliğin derecesi, süresi ve yaşanan olumsuz iletişim deneyimlerinin sayısı arasındaki ilişki incelenebilir. c) Anne babanın kekeme çocuğa yönelik tutumlarıyla çocuğun sözel iletişim tutumları arasındaki ilişki incelenebilir. Abstract The purpose of this descriptive study was to compare of the verbal communication attittudes of stutterers and nonstutterers who are in 7-15 age group and to investigate whether children attitudes differed according to sex, age and grade level. A Turkish version of the Communication Attitude Test (CAT-T) was administreted to 60 stuttering and 402 nonstuttering children. Children were asked to evaluate separately each of statements of the scale in terms of if they are true or false for them. The higher the score obtained on this scale, the more negative the attitudes toward verbal communication. A t-test was used to evaluate whether the CAT-T scores of the stuttering and nonstuttering children differed and a two-way analysis of variance to analyze if the CAT-T scores were influenced by the sexes, the ages and the grade levels. Fisher LSD was used to test the meaningful differences found in the variance analyses according to age and grade level. 80The results indicated that the stuttering children obtained higher significant mean test scores on the CAT-T than their nonstuttering peers. Besides children's verbal communication attitudes differed according to sex, age and grade level groups. The boys scored higher on the CAT-T than did the girls. The mean scores of the nonstuttering subjects showed a tendency to decrease with increasing age and grade level. The mean CAT-T scores of the stuttering children began to rise after 7-8 age and 1-2 grade level groups and then decreased after 13 age and 7-8 grade level groups slightly. 81

Description

Keywords

EĞİTİM

Citation